Tarihi Roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tarihi Roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ağustos 2017

KATRE-İ MATEM / İSKENDER PALA



Her ay bir İskender Pala etkinliğimizde temmuz ayında Katre-i Matem okundu fakat temmuz ayında başlamama rağmen ağustos ayının ilk haftası bitirebildim . Henüz girebiliyorum bloguma :( 
Tatil modu -henüz tam anlamıyla yapamamış olsam da - sıcaklar, okulların tatil olması ve çocuklarla geçirilen zaman ve yapılan etkinlikler okuma zamanımdan çalsa da bu yaşlarının geri gelmeyeceğini varsayarsak bir kayıp değil bir kazanç olarak bakabiliriz. Okulların açılması ve havaların soğuyacağı önümüzdeki kış günlerinde eski tempoyu yakalarız diyorum ve kitap hakkında bilgi, yorum, alıntı ve arka kapak yazısıyla sizleri başbaşa bırakıyorum. 



YORUMUM 

Yine güzel bir İskender Pala kitabı okudum ama ruh-i haliyetimden olsa gerek, yabancı kelimelerin çokluğu, yer yer anlatımın yavaşlaması ve uzaması sebebiyle  uzun sürede okudum diyebilirim.
Bu defa Lâle Devri ve Patrona Halil İsyanları dönemini anlatan romanda olmazsa olmaz iki tutkulu  aşk ta vardı. Bölümlerin sonunda derkenar başlığı altında kıssadan hisse çıkartılacak kısa öyküler bulunmaktaydı. Bana ilgi çekici geldi bu kısmı  Romanın sonu ise ucu açık geldi bana. Ya gerçek olayları araştırıp bir son yazarsınız ya da tamamen hayalgücüne bırakırsınız 😉
.
Okuyacak olanlara keyifli okumalar
KATRE-İ MATEM den KATRE-İ HAYAT A geçişi bir deneyimleyin bakalım . .

HAŞİYE ....... Kitabı okurken arka fonda yavaş yavaş Sibel Can'dan LALE DEVRİ çocuklarıyız biz  şarkısını dinlemeyi unutmayın. Özellikle geçişlerde 

KİTAPTAN ALINTI

Lale ile acı gerçekler mutlu düşlere, paslı demirler parlak gümüşlere, yavuz bakışlar tatlı gülüşlere döner birden ; lale ile uğruna cam verilecek bir sevgili yaşar içimde. Lale, bağıma taç ve ben ona muhtaç.


ARKA KAPAK 

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Pala’nın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor.
İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul’u, hatta tüm Osmanlı’yı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor.
İskender Pala, Katre-i Matem’de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul’da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin’in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.
Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.

Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı canından; Sultan III. Ahmet’i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali’nin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şark’ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet’i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul’u ve Sadabat’ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.







KİTAP KÜNYESİ 

KİTABIN ADI: KATRE-İ MATEM

YAZAR: İSKENDER PALA

YAYINEVİ: KAPI YAYINLARI
TÜRÜ: TARİH / EDEBİYAT
SAYFA SAYISI: 480
BASKI YILI: 2009









HAYELDAMLASI KİTAPLIĞI

KEYİFLİ OKUMALAR






20 Mart 2017

KARUN VE ANARŞİST / İSKENDER PALA





KİTAP KÜNYESİ

ADI : KARUN VE ANARŞİST
YAZAR : İSKENDER PALA 
YAYINEVİ : KAPI YAYINLARI
BASIM TARİHİ : 2017
SAYFA SAYISI : 320
TÜRÜ : ROMAN / TARİHİ ROMAN

ARKA KAPAK

 Tarih bir ayna… Aynayı kaplayan bir dilemma…

Kutsal Hermos'un suyuna karışan altının rengi hızla kan kızılına dönüşürken; kâhinler yaklaşan büyük savaşın haberini vermiş, tekinsiz bir hava zengin Lidya diyarını sarıp sarmalamıştı. Bir cephede güçlü askerleri ve görkemli hazineleriyle Aslan Kral Krezüs nam-ı diğer Karun; diğer cephede terk edildiği ölümü alt edip Pers diyarına hükmedecek olan Keyhüsrev.

Ve aynada sır dolu bir yansıma; tarihin öteki yüzünde devam eden karanlık…

Bir darbeye koşan Türkiye'de polis sirenleri yeri göğü inletiyor, silah sesleri sloganlara karışıyordu. Günleri ve geceleri esir alan terör, sokak çatışmaları, soygunlar, cinayetler her şehirde, her sokaktaydı. Kültür ve sanat kana bulanacaktı. Savrulan hayatlar, imkânsız aşklar…

Kim haklıydı? Ah!..

Karun ve Anarşist, tarihin akışını belirleyen hırsların ve tarihi aşan aşkların romanı. Coğrafyamızın kaderine bilgece bir bakış. İskender Pala'nın hep zevkle okunan usta kaleminden…



KİTAPTAN ALINTI

"Mutlu insan, yalnızca midesi doyan değil, bilakis ruhu ve gönlü doyan insandır" demişti Solon.

S (80)

  


KİTAP KONUSU VE YORUMUM

Öncelikle şunu söylemek istiyorum  İskender Pala'nın ilk okuduğum romanı oldu. 2 kitabı daha olmasına rağmen ilk defa bu kitabını instagramda büyük bir toplulukla *kitapfidanı yaparak okuduk. Ve tarih kitaplarıyla çok arası olmayan ben iki günde hiç bırakmak istemeden okuyup bitirdim. 
Yazar tarihsel olayları o kadar güzel kurgu ve diyaloglarla anlatıyor ki beğenmemek mümkün değil. 
Kitap iki farklı zamanda geçiyor arada yüzyıllar geçen. İlk bölüm ALTIN adını taşıyor ve MÖ. 540'lı yıllarda Lidya Kralı Aslan Kral Karun ile Pers Kralı Keyhüsrev arasındaki iktidar, güç, para, hırs, intikam ve savaşları anlatıyor. 
İkinci bölüm AYNA adını taşıyor. Zaman 20.yy 1970'li yıllar. Darbe, ihtilal, sağcı, solcu olaylarının yaşandığı , taraf olmaksızın, sorgulamadan, zamanın getirdiklerini anlatan bir dilde yazılmış. 
İlk ve ikinci bölümler adını da taşıdığı üzere ayna görevi görüyor zamanlar birbirine. Sadece isimler, mekanlar, uğruna savaşılan değerler aynı fakat isimler farklı. Ve her iki zamanda da sanata verilmesi gereken önemden bahsediliyor odakta. 
Son ve 3. bölüm AŞK adını alıyor ve her iki zaman içiçe geçerek anlatılıyor, birbirine öyle bir kurguyla bağlanıyor ki anlatımı sizi yormuyor aksine keyifle okunmasını sağlıyor. 

En çok dikkat çeken konu ise isimlerin birbiri ile hem tezat (tersten yazılması) hem de uyum göstermesi. Halludas/Sadullah
Mehte/Ethem
Kufu/Fuku
Nakata/Atakan
Namirek/Keriman
Edusa/Asude

Anlatım akıcı, dil oldukça -tarihi konulara terimlere girmesine rağmen - rahat okunabilir, tek kelimeyle leziz bir kitap olmuş.

Mutlaka okuyun derim ;)





KEYİFLİ OKUMALAR

20 Ağustos 2016

OKUDUM, BİTTİ.... BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE / GRİGORİY PETROV




KİTAP KÜNYESİ

ADI : Beyaz Zambaklar Ülkesinde
YAZAR : Grigoriy Petrov
YAYINEVİ : Koridor
ÇEVİREN: Elnur Osmanov
BASIM TARİHİ : 2016
SAYFA SAYISI : 239
TÜRÜ : Tarihi Roman

ARKA KAPAK

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir. Halkların destansı özverisiyle yoksulluktan kurtularak, ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini gösteren, okurlara dudak ısırtan ölümsüz bir eser. 

1960'ta Türkiye'de Cemal Gürsel tarafından darbe yapıldı. Birkaç ay sonra Cumhuriyet gazetesi darbede yer alan subaylara, dünya görüşlerini ve eğitim seviyelerini öğrenme amaçlı bir anket yaptı. Ankette şöyle bir soru da yer alıyordu: Okuduğunuz hangi kitap sizi en çok etkiledi? Cevapların çoğu aynı kitabı işaret ediyordu: Beyaz Zambaklar Ülkesinde. 



KİTAPTAN ALINTI

"Sanatsallık ve bilimsellik, bilgiye ve güzelliğe ulaşma

arzusu bir zemin, bilim ve sanat ise bu zeminde 

yeşererek büyüyen ve gelişen çiçeklerdir."



BENCE...


Yokluktan varlığa geçişin müthiş bir hikayesi. Finlandiya'

 nın verdiği millet olma mücadelesi. Bu uğurda halka 

vatan sevgisini aşılayan filozoflar, din adamları, ülkenin 

ileri gelenleri. Bir çoğu kendi kişisel kariyerini hiçe sayıp

 ülkenin kalkınması için çabalayanlar. Bu mücadele, 

birlik olma ruhu mutlaka okunmalı.

  



KEYİFLİ OKUMALAR



KESTANELİ PİLAV

  KESTANELİ PİLAV Malzemeler: 2 su bardağı basmati pirinci 1/2 çay bardağı sıvıyağ 10-15 adet haşlanmış kestane 1 çay kaşığı zerdeçal